Bizim Hikayemiz topraktan geliyor
BİZ
Firmamız 2016 yılında Van merkezde yerel
bir üretim yeri acarak kristal sekerleme adı
altında üretime başlamıştır. Kısa süre
içerisinde bünyesine şanlı ve bonnivan
markalarında ekleyerek Mevlana mini
bonbon ve toffe üretimini yapmaktadır.
Firmamız 500 metre kapalı alanda aylık
75 bin kg üretim kapasitesine sahip olup
yıllık olarak 900000 kg üretim yapmayı
hedeflemektedir.urunlerimiz yüzde yüz
şeker pancarindan uretilip sağlıklı gıda
üretimde lider olmayı hedef almıştır.urun
dağıtım piyasamiz genellikle Doğu
Anadolu bölge piyasinda geniş yer
bulmaktadır.
Akide şekeri
Türk Mutfağına yer eden şekerlemelerden biri de: Akide Şekeri!
Akide şekeri, Türk ve Osmanlı mutfağının en eski şekerleme türlerinden biridir.
Bugün bazılarının Konya şekeri veya Mevlana şekeri dediği şekerin tarihi Osmanlı İmparatorluğu zamanına dayanıyor. Akide sözcüğü, Arapça akit sözcüğünden geliyor ve ‘bağlılık, sözleşme, bağlanma, birbirinden ayrılmama’ anlamlarını taşıyor. Aslında akide şekerinin sert yapısı göz önünde bulundurulduğunda bu isim kulağa oldukça anlamlı geliyor.
Akide şekeri, Osmanlı döneminde yeniçerilere ulufe töreninde ve devletin önemli kişilerine ikram edilirmiş. Sert ve renkli yapısı ile devleti simgelediği düşünülürmüş. Ulufe töreninde ikram edilen akide şekerlerini yiyen askerler devlete olan bağlılıklarını ve itaatlerini kanıtlar, söz verirlermiş.
Osmanlı dönemi boyunca oldukça popüler olan bu şeker genellikle bayramlaşmaya gelen çocuklara ve misafirlere ikram edilen şeker olarak hafızalarımızda yer etmiştir.
Dünya’da akide şekerinin üretildiği tek yer Türkiye’dir.
Türk şekercilik kültürünün en önemli buluşlarından olan akide şekeri: hoş kokusu, iştah kabartan göz alıcı renkleri ve lezzetiyle ‘’tatlı yenilip, tatlı konuşulan’’ bir kültürün simgelerindendir.
Damakları şenlendiren bu güzel akide şekeri neymiş, nasıl yapılırmış gelin birlikte göz atalım…
Akide Şekeri Nasıl Yapılır?
Eskiden, kelle şekeri olarak bilinen son derece iyi kalitedeki şekerler havanda dövülüp, odun ateşinde, bakır kazanlarda eritilip, pişirilirmiş. Pişirilen şekerler ise yüksek sıcaklığa dayanabilen mermerlere dökülür ve üstünde soğutmaya bırakılırmış. Soğuma sırasında ise şeker ağdasına gül suyu, bergamot, portakal, limon, vişne gibi meyve usareleri, tarçın, gül, nane gibi aromalar ile fındık gibi kuruyemişler katılırmış. 1 kazan 17 kilo alır, her kazan bir başka renk şeker boyasıyla doldurulmak suretiyle yine odun ateşinde kaynatılırmış. Kaynatılan şeker, taşa dökülerek karıştırılır ve tenekelere doldurulup bakkal, dükkan ve toptancılara dağıtılırmış.
Günümüzde oldukça fazla çeşidine ulaşmak mümkün. Büyük bakır kazanlarda kaynatılan şerbetler farklı aromalarla, kuru meyvelerle ve baharatlarla karıştırılır. Şeker bal ile hamur kıvamı verilir ve macun olana kadar çekilir. Daha sonra macuna şekil verilmeye başlanır. İstenilen şekle göre macun çekilir. En çok çubuk şeklinde çekildikten sonra kesilir ve kare şekli verilerek yapılır. Tercihe göre gıda boyalarıyla renk verilebilir ve renkler karıştırılabilir.